HayvancılıkKüçükbaşTarım Haberleri

Koyun Yetiştiriciliği

Uzun yıllardan beri eti, sütü, yapağısı ve derisi ile insanların en önemli ihtiyaçlarını karşılayan koyun, dünyanın her yerinde yetiştirildiği gibi ülkemizde de hemen her yerde yetiştirilmektedir. Koyunculuk meraya dayalı bir hayvancılık kolu olduğundan koyunculuğun yapılabilmesinin ilk şartı meradır. Meralar çok sayıda bitki florasına sahip olmalı, hayvanların rahatça dolaşacağı şekilde düz ya da az eğimli olmalı, dik ve kayalık olmamalıdır. Meranın büyüklüğüne göre hayvan olmalı ve aşırı otlatma yapılmamalıdır

Koyunlara verilecek kaba yemin tamamını veya büyük bir kısmını, kesif yem maddelerinin ise bir kısmını temin edebilecek, ekilip biçilebilen arazinin olması yetiştirici karlılığı için ikinci şarttır. Ayrıca tarlalarda hububat hasadından sonra kalan anızlarda da koyunlar otlatılarak meraların bir süre dinlenmesi sağlanacak, meralarda aşırı otlatma bir ölçüde de olsa önlenmiş olacaktır.

Koyun Ağılları

Ağılların planlanmasında iki ana amaç göz önüne alınır. Birincisi verimli bir üretim için hayvanların biyolojisine uygun barınak şartlarını hazırlamak, ikincisi ise iş gücü tasarrufu sağlamaktır.

Koyunlar; Sahip oldukları kalın yün tabakası sayesinde soğuğa ve ani sıcaklık düşmelerine, solunumlarıyla da büyük ölçüde sıcaklığa karşı koyabilmektedirler. Hayvan başına yeterli taban alanı ve havalandırması olmayan rutubetli ağıllarda barındırılacak hayvanlar ne kadar iyi ırktan olurlarsa olsunlar ve ne kadar iyi beslenirlerse beslensinler beklenen verimi vermezler.

Koyun ağılı yapılacak yerin seçiminde; yol ve topografik durumu, su ve elektrik temini, servis kolaylığı, meraya yakınlık, drenaj durumu, bitki örtüsü ve rüzgar kıranlar, yangından korunma, işletmenin ileriki yıllardaki büyüme potansiyeli göz önünde bulundurulmalıdır.

Ağıl inşa edilecek yer; hakim rüzgarlardan korunaklı, çevreye göre hafif yüksek ve meyilli olmalı, barınaklar drenajı zor, düz arazilere özellikle içme suyu kaynaklarına, taban suyu yüksek olan yerlere, aşırı sıcak noktalara veya dere yataklarına inşa edilmemelidir. Ağıl; bölgenin iklimine, İşlerin kolay görülmesine uygun ve maliyeti düşük, kolay bulunabilen mümkünse geri dönüşümlü malzemelerden yapılmalıdır.

Güneşin ısıtıcı ve kurutucu özeliğinde yararlanmak için ağılın açık yönü güneye, güney-doğuya veya doğuya bakmalı, kuzey taraf ise kapalı olmalıdır. Ağıl genişliği en fazla 12 metre olmalıdır. Uzunluk barındırılacak hayvan sayısına göre arttırılabilir. Duvarların yüksekliği 200 başlık ağılarda 3.0-3.5 metre, 500 başlık ağılarda 3.5-4.0 metre, mahya yüksekliği 4.0-5.0 metre olmalıdır. Havalandırma bacaları çatı mahyasından en az 50 cm yüksekte yapılmalıdır. Çatıda cep veya gereksiz girintiler oluşturmamalı ve yükselen metan gazının beklemeden dışarı çıkışı sağlanmalıdır.

Ağıllarda her koç için 1,5 – 2,0 m², her koyun için kuzusu da dikkate alınarak 1,25 – 1,5 m² ve her toklu için 0,8 – 1,0 m² taban alanı gereklidir genelde ağıl planlanırken kapasite 2 m²/birim hayvan şeklinde düzenlenebilir. Ağılın yüksekliği 200 başlık ağıllarda 3,0 – 3,5 metre, 500 başlık ağırlarda 3,5 – 4,0 metre olmalı Ağılda hayvan sayısı fazla ise portatif bölmelerle 50 başlık gebelik, yaş, cinsiyet gibi özelikler göre gruplandırmalar yapılmalıdır.

Ağılların altları kolayca temizlenmeye elverişli olmalı, taban ve duvarlar bit, pire ve kene gibi dış parazitlerin kolayca yerleşmesine imkan vermemelidir. Ağılların duvarları her sene badana edilebilecek tarzda inşa edilmelidir. Ağılların kapıları; hayvanların rahatça girip çıkacağı şekilde genişliği 2,5-3 metre, yüksekliği 2,75-3 metre olmalıdır. Kapılar dışarıya doğru açılmalıdır. 400 baştan büyük kapasiteli ağıllarda kapılarda sıkışma olmaması için birden fazla kapı yapılmasında fayda görülmektedir. Bakım, besleme ve emiştirmenin yapıldığı etrafı 1 metre yükseklikle çevrili avlu alanı, ağıl taban alanın en az 2 katı olmalıdır.

En uygun kullanılan taban şekillerinden biri de sıkıştırılmış toprak tabanlardır. Toprak tabandan beklenen; idrarı tutmaması, çamurlaşmaması, Yağmur sularının ağıl tabanına sızmasını önlemek için, ağıl etrafının çok iyi drene edilmesi ya da tabanın 20-30 cm yüksek inşa edilmesi gerekir. Yine ayrıca barınak tabanının, barınağın ön tarafına doğru %5-7’lik bir eğimli yapılması önerilir. Bunun dışında maliyeti toprak zemine göre fazla olan fakat daha sağlıklı ortam oluşturan ve altlık olarak sap saman gerektirmeyen ızgara altlıklarda kullanılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken gübrenin idrarla birlikte beklemesi ve buharlaşan amonyağın koyunları olumsuz etkilemesidir. Yapılması gereken ızgara altındaki bu karışımı sık sık uzaklaştırmaktır.

Ağılardaki kötü hava, hayvanların solunum yolları hastalıklarına yakalanma riskini artırdığı gibi yemden yararlanmayı olumsuz yönde etkileyerek verim kaybının oluşmasına yol açar. Havalandırması iyi olmayan ağılarda tavanda su damlacıkları olur ve hayvanların üzerine damlar. Bu da hayvanın sağlığını olumsuz yönde etkiler.

Her hayvan için 3,0-4,0 m³ hava hesap edilmelidir. Ağıla taze hava girişini ve ağılda oluşan pis koku ve nemli havanın çıkışını sağlayacak yeterli büyüklükte pencere sistemi ve havalandırma bacaları olmalıdır. Doğal havalandırma için çatı eğimi en az % 26 olmalıdır. Pencere alanı bölgelere göre değişmekle birlikte taban alanının %10-15’i kadar olmalı, Hava cereyanları vücut ısısını aniden düşüreceğinden hayvanlarda strese yol açmaktadır. Bu nedenle pencereler hava cereyanına sebebiyet vermemesi için tavana doğru vasistaslı açılmalıdır.

Ağıllarda; iç sıcaklık +8 °C – +20 °C, bağıl nem oranı % 60-80 olacak şekilde inşa edilmelidir. Koyunlar için + 5 ile + 21 °C arası ısılar uygun olmakla birlikte, kuzular için ideal ısı +20 °C dir. Alıştırmış olmak ve yeterli yem vermek şartıyla –30°C kadar inen ısılarda bile koyunlar fazla etkilenmemektedirler. Ancak çevre sıcaklığı 25 °C’nin üstüne çıktığı zaman süt verimi ile gelişmenin düştüğü saptanmıştır. Özelikle de + 35 °C’yi geçen sıcaklıkların hayvanlara ve de işletmeye ciddi zarar verdiği gibi ısının 5 °C’nin altına düştüğü ortamda yem tüketiminin artacağı unutulmamalıdır. Çatı kaplamaları izolasyonlu malzemeden (sandviç panel) yapılmalıdır. Ağıllarda sıcaklık tek başına ele alınan bir ölçüt olmamalı, rutubetle birlikte değerlendirilmelidir.

Koyunlarda ağıl içi bağıl nem değerinin, % 60-80 aralığında olması önerilmektedir. Ancak yapağı için yetiştirilen ırklarda yüksek bağıl nem yapağının doğal yapısını bozar ve rengini sarartır. Bu nedenle yapağı için yetiştirilen ırklarda ağıl içi bağıl nemin % 55-65’e düşürülmesi önerilir. Koyunculukta bağıl nemin sürekli olarak düşük olması da istenmez. Bağıl neminin sürekli % 40’ın altında olması, fazla tozlanmaya ve koyunlarda solunum yolu enfeksiyonlarına yol açabilmektedir.

Yemlikler kaba ve kesif yemlerin birlikte verildiği tarzda mümkünse ahşap malzemeden yapılmalıdır. Tek taraflı yemliklerde yemlik genişliği 40-50 cm, çift taraflı yemliklerde 70-80 cm, Yemliklerin yüksekliği 30-40 cm, uzunluğu koyun başına 40-50 cm, kuzu başına 20-30 cm olmalıdır. Kolay temizlenebilen yemlikler seyyar veya sabit olarak duvar kenarlarına yerleştirilmelidir.

Su yalakları betondan veya galvanizli sacdan yapılabilir. Su yalaklarının uzunluğu 2,0-4,0 metre yüksekliği 40 cm olmalıdır. Her 10 koyun için 40-50 cm suluk kenarı hesaplanmalıdır. Suluklar; koyunların dinlenme yerlerine yerleştirilmemeli, yemliklerden en az 25-30 m uzaklıkta olmalıdır. Aksi halde dinlenme yerlerinde çamurlaşmaya, ağızları ile taşıdıkları yem kalıntıları ile de sularını kısa sürede kirletirler.

Su otlağa tanklar ile taşınıyorsa her 100 koyun için 4 metre uzunluğunda bir suluk hesaplanmalıdır. Suluklar, otlağa yeterli sayıda ve belirli aralıklarla dağıtılmalıdır. Suluklar arası mesafe, düz otlaklarda en çok 1500 metre, engebeli alanlarda ise 500 metreyi geçmemelidir. Bit, pire ve karasineklere için yataklık görevi yapan gübrelikler ağıllardan uzak tutulmalıdır.

Keçi barınak ölçüleri koyun barınak ölçülerinden farklı düşünmemekle beraber; bir takım ufak farklılarda göz önünde bulundurulmalıdır. Bunlar; keçi doğum bölümlerinde ağıl tavan yüksekliği 3 metreyi geçmemelidir. Tekeler için zemin alanı 3-4 m², yemlik ve suluk uzunluğu 50-80 cm olarak hesaplanmalıdır.

Koyunculuğun yapabilmenin önemli şartlarından birisi de bakıcılardır. Çoban diye adlandırdığımız bakıcıların koyunu bilmesi, merayı tanıması ve otlatma teknikleri konularında yeterli bilgiye sahip olmaları gerekmektedir. Çobanların koyunun hangi saatlerde otlayacağını bilmesi ve merada otlatma saatlerini ona göre düzenlemesi, sıcak mevsimlerde öğlen saatlerinde sürüyü gölgeliklerde istirahate alması gereklidir.

Koyun Irkları

Günümüzde koyun verimlerinde ırklar arası farklar çoğalmış, bir ırk et verimi yönünden geliştirilirken, bir başka ırk süt verimi, döl verimi ya da yapağı verimi yönünden geliştirilmiştir. Ancak yine de koyunlarda en az iki verim özelliğinin bir arada olması arzu edilir.

Koyunları verimlerine göre 3 grupta toplayabiliriz.
  • Etçi ırklar,
  • Sütçü ırklar,
  • Yapağıcı ırklar,

Kombine verimli ırklar (Et-yapağı, Et-süt )

Her bölge, yöre ya da işletme için kullanılan ırklar aynı olmaz. Bu durum, koyunların içinde yaşadıkları iklim, otlatma koşulları ve yetiştiricilerin koyunlardan istediklerine göre değişecektir. Koyun ırkları arasında, duyarlılık, otlatma alışkanlıkları, sürü koyunculuğuna uygunluk gibi özellikler açısından ayrımlar vardır. Örneğin Sakız ya da melezleri Türkiye’de ancak Batı Anadolu’nun kıyı yörelerinde yetiştirilebilir. Bu ırkın Orta Anadolu Bölgesi’nde başarıyla yetiştirilmesi olası değildir. Buna karşılık Orta Anadolu Bölgesi’nde varolan Akkaraman koyunları da Ege Bölgesi’nde yetiştirilemez. Burada temel nokta, koyun türünün genelde doğaya bağımlılığının yüksek düzeyde olması, buna koşut olarak farklı bölge ve/ya da yörelerin varlığı nedeniyle çok sayıda koyun ırkının olmasıdır. Bu nedenle bir ırk seçimi yapılırken, bölgenin koşullarına uyum göstermesi yanında verimlilik düzeyinin sürdürülmesine de özen gösterilmelidir.

Bir işletmede yetiştirilecek koyun ırkı seçilirken şu hususları dikkate almak gereklidir;
  • Çevre şartlarının yetiştirilecek koyun ırkına uygunluğu,
  • Koyun ürünlerine talep durumu ve talep edilen ürüne verilen fiyatın, giderleri karşılama potansiyeli,
  • Yetiştirilecek materyalin temin kolaylığı ve fiyatı,
  • Yetiştiriciliği yapılacak ırkın beklentileri cevap verme durumu,

Yerli koyun ırklarımız verim yönünden kültür koyun ırklarına göre daha düşük seviyededir. Ancak çevreye uyum ve damızlık temini yönünden kültür ırklarına tercih edilmektedir. Bu nedenle saf kültür ırkı koyunlar yerine yerli ırklarımızın melezleme yoluyla veya seleksiyonla verimlerini artırmaya çalışmak çoğu zaman tercih edilmektedir. Yurdumuzda koyunların belirli yönde verim özellikleri gelişmediğinden sınıflandırmayı kuyruk yapılarına göre yapmak daha uygundur.

Koyunlarımız kuyruk yapılarına göre 2 grupta toplanabilir.

  • Yağlı kuyruklu Koyun Irkları; Akkaraman, Morkaraman, Dağlıç, İvesi ve Karagül
  • Yağsız ince uzun kuyruklu Koyun ırkları; Kıvırcık, Karayaka, Sakız, Gökçeada, Merinos ve Ramlıç
Yetiştirme Sistemleri

Koyun yetiştiricileri; yetiştirme biçimlerine göre genel olarak 4 gruba ayrılırlar.

  • Mera koyunculuğu,
  • Çiftlik koyunculuğu,
  • Kuzu besiciliği,
  • Damızlık yetiştiriciliği.

Mera koyunculuğu; Koyunculuğumuzun % 90′ ı meraya dayalıdır. Kışın kar meraları kapamadıkça veya şiddetli yağmur ve fırtına olmadıkça koyunlar, besin ihtiyaçlarını meradan temin ederler. Kârlı bir koyunculuk meralardan azami faydalanma ile olur. Sağlıklı bir yetiştirme içinde meralar gereklidir. Ağılda kapalı ortamda bakım ve barındırma ancak sert kış şartlarında hayvanların içeriye alındıkları dönem için geçerlidir. Meranın büyüklüğü, flora zenginliği ve kalitesi sürü büyüklüğünün tespitinde başrolü oynar. İyi meralarda kuzu besisi de yapılır.

Çiftlik koyunculuğu; az sayıda hayvanı olan veya sürü içgüdüsü zayıf olan hayvan ırklarını yetiştiren işletmeler için söz konusudur. Sürü büyüklüğü yem hammaddeleri ve kaba yem üretimi ile sınırlıdır. Koyunlar otlamayı nadas alanlarında, anızlarda veya ağaç altlarında yaparlar. Yılın büyük bölümünde hayvanları yemlemek gerekir.

Kuzu besiciliği; büyük ölçüde yem üretimine bağlı olduğundan yemin kolay temin edildiği ve ucuz olduğu bölgelerde yapılmaktadır. Besiciler mera koyunculuğu yapan işletmelerden satın aldıkları koyun ve kuzuları besiye alırlar, yemi ise genellikle kendi imkanlarıyla yapmaya çalışırlar.Damızlık koyun yetiştiriciliği; özel damızlık yetiştiren işletmelerdir.Koyun yetiştiricileri kendi şartlarına göre hangi yetiştirme sistemini uygulayacağına kendisi karar vermelidir.

Koyun Yetiştirme Metotları

Koyun yetiştirmede saf ırk veya melezleme yöntemi uygulanabilir.

Saf yetiştirme;

Aynı ırkın geliştirilmesi ve ırk özelliklerinin artırılması için yapılır. Örneğin iyi vasıflı Akkaraman koyunlar çiftleştirilerek iyi vasıflı Akkaraman döller elde edilir. Saf yetiştirmede ana-baba bir döller arasında çiftleştirme uzun süre devam ettirilirse kan yakınlığı doğar. Kan yakınlığının üstün vasıflı hayvanların döllerinin elde devamlı tutulması ve dışarıdan damızlık teminine ihtiyaç duyulmaması gibi avantajlarının yanında ileri derecede kan yakınlığında ölü ve sakat doğumların artması gibi mahsurları da vardır. Saf yetiştirmede kan yakınlığını önlemek için 4 yılda bir aynı ırktaki bir başka sürüden koçlar alınarak kan tazelemesi yapılmalıdır.

Melezleme;

Melezleme farklı amaçlar için değişik uygulamalar gerektirir. Yeni bir tip elde etmek için hedef alınan tip belirlenir ve buna ulaşmak amacıyla iki veya üç farklı ırkı aralarında çiftleştirerek kombinasyon melezlemesi yapılır. Verimi düşük bir yerli ırkın anaçlarını ana hattı olarak kullanıp üstün verimli kültür ırkı babalara birkaç nesil vererek çevirme melezlemesi yapılabilir. Sağlıklı yapıda, süt verimi yüksek ve analık iç güdüsü iyi durumda olan anaç materyale et verimi yüksek kültür ırkı koçlar kullanılarak melez azmanlığından yararlanma şeklinde ticari melezleme yapılabilir.

Sürü Teşkili ve Sürü Büyüklüğü

Damızlık sürülerin %25’i 1,5 yaşlı kuzu ve toklulardan, % 25’i 1,5-2,5 yaşlı koyunlardan, % 40’ı 2,5 yaş ve üzeri koyunlardan ve %10’u koçlardan oluşmalıdır. Ayrıca her yıl %20-25 oranında damızlık vasfını kaybeden hayvanlar seçilerek yerlerine damızlık özelliği iyi olan genç hayvanlar ikame edilmelidir.   Etçi koyun ırkları 5-6 yaşına kadar, sütçü koyun ırkları 7-8 yaşına kadar damızlıkta kullanılabilirler. Meranın özeliğine ve yetiştiricilerin amaç ve imkanları doğrultusunda sürü büyüklükleri değişmektedir. Yetiştiriciler mera kapasitesi, kaba ve kesif yem temini, ağıl kapasitesi, yetiştireceği koyunun ırkı ve çoban gibi faktörleri dikkate alarak elde tutacakları sürünün büyüklüğünü hesap etmelidirler.

Sürüde Ayıklama (Reforme)

Hastalık ve yaşlılık gibi nedenlerle koyunların bir bölümünün sürüden uzaklaştırılması işlemine ayıklama denir. Sürüde seçimle birlikte, her yıl ayıklama yapılmalıdır.Kuzu, koyun ve koçların ayıklanmasında göz önüne alınan noktalar aşağıda sıralanmıştır;Topallık, ayak bozukluğu, alt ya da üst çenenin kısa olması gibi kalıtsal kusurlara sahip olan kuzular ile zayıf doğan ve hızlı gelişmeyen kuzular damızlık dışı bırakılır.

Bir yıl kısır kalmış koyunlar, canlı ağırlığı yüksek ise bunlara bir yıl daha üreme şansı verilebilir. Bununla birlikte, iki yıl üst üste kısır kalan koyunlar damızlıktan çıkartılır.Doğum yaptığı halde kuzularına iyi bakmayan, kuzuları zayıf doğan ve hızlı gelişmeyen koyunlar sürüden çıkartılır.Çabuk kuruya çıkan ve/ya da süt verimleri düşük olan koyunlar ayıklanır.Çabuk hastalanan ve düşük yapan koyunlar damızlıkta tutulmaz.Yaşlanan koyunlar sürüden ayıklanır. Bu yaş sınırı ırka göre değişmekle birlikte 6-8 yaş olarak kabul edilir. Dişlerin de dökülmüş olması ayıklama nedenidir.

Damızlık Seçimi

Nitelikli damızlık alımı; Koyun yetiştiriciliğinde başarılı olmanın koşullarından birisi, yüksek verim nitelikli damızlıklarla başlangıç sürüsünü kurmaktır. Bu nedenle damızlıklar alınırken, çevre sürülerde en iyilerini aramak, paradan kaçınmamak gerekir. Bu durum özellikle koçların seçiminde önem kazanır. Bir koyun kendi kalıtsal yeteneklerini birkaç kuzuya aktarırken, bir koç aşım yöntemine göre değişmekle birlikte en az 30-40 baş kuzuya özelliklerini aktarabilir.

Koyun yetiştiriciliğinde verim denetimlerine dayalı bir damızlık seçimi (seleksiyon) başarının sürdürülmesi için gereklidir.

Seçimde dikkat edilecek noktalar;
  • Kuzu veriminin kalıtım derecesi ya da basit anlatımla kalıtsallığı düşüktür. Bu nedenle bireylerin kendi verimleri yanında akrabalarının göstermiş oldukları değerler de göz önüne alınır.
  • Dişi ve erkek kuzuların kuzu verimi yönünden seçiminde, ikiz ya da çoğuz doğmuş olmaları yanı sıra analarının ve akrabalarının kuzu verimlerine bakılmalı,
  • Anaçların kuzu verimi yönünde seçiminde, ilk iki kuzulama sonuçlarına bakılarak ikiz doğurmuş olanlara şans tanımalı, ayrıca ikizliği yüksek ana-babadan gelmeleri de göz önünde tutulmalı,
  • Koçların kuzu verimi yönünden seçiminde ise, ikiz ya da çoğuz doğmuş olmaları yanı sıra analarının ve/ya da dişi akrabalarının ikizliğine de bakılmalıdır.
  • Büyüme hızı ya da canlı ağırlıkla ilgili özelliklerin kalıtsallığı, orta, orta-yüksek ve yüksek olarak kabul edilir ve yaşla birlikte yükselir. Büyüme hızı açısından dişi ve erkek kuzuların seçiminde en uygun dönemler üçüncü ya da dördüncü aydaki ağırlıklarıdır. Bunu yanında, yemden yararlanma yeteneği üzerinde de durulabilir.
  • Koyunlarda süt verim özelliklerinin kalıtsallığı ise, orta düzeydedir. Seçimde ele alınabilecek ölçütler, günlük ortalama süt verimleri, sağımdaki en yüksek süt verimi ya da yıllık sağılan süt verimleri olabilir. Dişi tokluların seçiminde de analarının süt verimlerine bakılır.
  • Yapağı verim özelliklerinin kalıtsallığı yüksek düzeydedir. Yapılacak seçimde, ilk kırkım ağırlığını dikkate almak yeterlidir.
  • Koyun ıslahında genellikle iki ya da üç özellik birlikte ele alınır. Bu nedenle seçim yapılırken verimler arasındaki ilişkiler göz önünde tutulmalıdır. Üzerinde durulan verimler arasındaki ilişkiler olumlu ise sürü ıslahında hızla sonuç alınabilir.
Koyun yetiştiriciliğinde;
  • Büyüme hızı ve canlı ağırlık ile kuzu verimi arasında olumlu,
  • Sütten kesim ağırlığı ile birinci yaş canlı ağırlığı arasında olumlu,
  • Günlük ortalama süt verimiyle birinci sağımdaki süt verimi arasında olumlu,
  • Süt verimiyle canlı ağırlık arasında çok düşük düzeyde olumsuz,
  • Kirli yapağı verimi ile canlı ağırlık arasında düşük düzeyde olumlu
  • Testis çapı ile sperma verimi ve dişi akrabalarının kuzu verimleri arasında olumlu ilişkiler vardır.
  • Seçim yapılırken verimler ile koyunların vücut yapısı arasındaki ilişkiler de bilinmelidir.

Sütçü koyun ırkları, genellikle yüksek bacaklı, sallı ve uzun vücutlu, ince ve uzun kemikli olurlar. Meme yapıları bezeldir ve geniş bir meme aynasına sahiptirler.Et ve et-yapağı tipi koyun ırkları ise derin vücutlu, geniş ve dolgun sağrılı, sütçü ırklara göre daha iri kemikli ve daha kısa bacaklı olurlar.Seçilecek kuzu, koyun ve koçlar ait olduğu ırkın en iyi örnekleri olmalıdır. Kalıtsal kusurları olmamalıdır.Seçimde ele alınan verimlerin ekonomik önem dereceleri de göz önünde tutulmalıdır. Örneğin, kuzuların büyüme hızı ve kuzu veriminin ekonomik değeri, yapağı veriminden en az 5-6 kat daha fazladır. Bu nedenle, seçimde en yüksek düzeyde yarar sağlamak için ele alınan verimlerin önceliği ve önem derecesi dikkate alınmalıdır.

Koçlar seçilirken yukarıda belirtilen özelliklere ek olarak, testislerinin birbirine eşit ve büyük, aşım isteklerinin yüksek olmalarına özen gösterilmelidir. Bu özelliklere sahip koçların sperma verim özellikleri en yüksek düzeydedir ve çiftleştikleri koyunların gebe kalma olasılıkları yüksektir. Diğer yandan böylesi koçların kızlarının da kuzu verimleri yüksek olur.

Damızlık seçiminde hayvanların yaşı da dikkate alınmalıdır. 6 aylıktan küçük hayvanlarda genel ırk özellikleri tam belli olmadığından 6 aylıktan küçük hayvanlar damızlık olarak seçilmemelidir. Koçların 5-6 yaşından, koyunların ise 7 yaşından sonra verim özellikleri azaldığından yaşlı hayvanlarda damızlık olarak seçilmemelidir.Damızlıklar, damızlık yetiştiren işletmelerden veya iyi damızlıklar kullandığı bilinen işletmelerden seçilmelidirler.Damızlık seçilecek hayvanların koruyucu aşılamaları ve paraziter ilaçlamaları zamanında yapılmış olmalıdır.